27 Ekim 2013 Pazar

Acilciler Platformu Üzerine

İbrahim Yalçın

Platform; siyasi bir program etrafında bir araya gelmiş  düşünce/düşünceler bütünüdür.
Siyasi bir platformdan bahsedilinecek bir aşamaya gelinmişse eğer, parçalar üzerinde aşağı yukarı  bir düşünce  birliğinin oluşmuş olması gerekiyor.
Buradan hareketle, Acilcier platformundan bahsetmek için, kendisini halâ Acilci olarak gören ve öyle tanımlayan insanlar arasında böyle bir düşünce birliğinin  (dar anlamda değil, en geniş anlamda) var olup olmadığını yeterince bilmesi gerekiyor.
Bunu bilmenin en iyi yolu, mümkün olduğunca tüm eski arkadaşlarımızın düşünce ve önerilerini bu sayfaya yazmaları, kendilerini uygun bir dille en iyi şekilde tanımlamalarıdır.
Bugüne kadar  kendisini Acilci olarak tanımlayan yüzlerce insan arasında, belli başlı olanlarıın  ne düşündüğü biliniyor olsa bile, birçoğu için bunu söylemek o kadar kolay değil.
Bu günden itibaren düşüncelerini yazarak, bu zahmete katlanırlar mı, bilemem. Gönül ister ki bu saatten sonra susmazlar ve yazarlar. Bu bakımdan  bir süre daha bekleyip görmek gerektiği kanısındyım.
Arkadaşlar yazdılar, tekrar edeyim. Burada Acilciler yada Acilciler platformu diye bahsedilmesi, ne HDÖ ne de Devrimci Savaş’tan arkadaşlarımızı dışlamıyor. Ben şahsen, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da söz konusu  arkadaşlarımızın hemen tamamını Acilciler olarak tanımladığımı, tanımlamaya da devam edeceğimi   belirtmek istiyorum.
Haydar Kılıç ve Engin’in söylediği gibi, Acilciler örgütü diye bir örgüt zaten yok. Şimdi değil, 25 yıldan fazla bir zamandan beri bu böyle.
Bununla birlikte, bugün halâ kendisini, Acil, HDÖ, Devrimci Savaş’çı olarak tanımlayan yüzlerce insan var. Geçmiş değerlerine sahip çıkan, olmadık ihanetlere uğramalarına karşın, inanç ve kararlılığını devam ettiren, geçmiş mücadelesiyle  haklı olarak gurur duyan yüzlerce militan…
Sözü edilen platformun amacı da zaten budur. Bu değerleri yan yana getirmek, ondan dersler çıkartmak, bilgi ve tecrübelerimizi  hep beraber paylaşırken, uğradığımız ihanetleri ve karşı karşıya kaldığımız karşı-devrimci faaliyetleri de hep beraber reddetmek içindir.
Hiç bir arkadadaşımızda, Örgüt yada Parti kurmak, Acilciler’i örgütünü yeniden diriltmek gibi bir düşüncenin  olacağını sanmıyorum.
Olmamalıdır da.
Olmayan birşeyi var etmeye çalışmak yada bu güne kadar malum sahtekâr’ın yaptığı gibi "varmış gibi" göstermek değil amaç.
Asıl amaç; var olan devrimci potansiyel içerisinde birlikte hareket edebilmenin zeminini yaratmak olmalıdır.
Asıl amaç; bir önceki dönemde verdiğimiz devrim ve demokrasi mücadelesine saygı duyan bu mücadeleyi daha da ileriye taşıma kapasitesi bulunan, geçmiş dönemdeki düşün yapımıza en yakın olanlarla yanyana saf tutmak olmalıdır.
Asıl amaç; devrim-demokrasi ve özgürlük mücadelesine katkı sunarak bu çabayı diri tutmaktır.
Asıl amaç; biz eski düşünce arkadaşları olarak, böyle bir harekete, partiye yada örgüte, fazla değil, daha fazla katkı sunmaktır.
Bu katkının birey olarak da yapılabileceğini, bir araya gelmenin anlamsız olduğunu söyleyen arkadaşlarımız da olabilir. Böyle düşünen arkadaşlarımız varsa eğer, onlar da kendi bildikleri gibi yapsınlar.
Gönül ister ki, eskide bizleri bir arada tutan ortak değerlerimiz etrafında, aynı heyecan ve kararlılıkla ortak katkılar sunabilelim.
Acilciler örgütünün geçmişine ilişkin uzun zamandır yürüttüğümüz deşifrasyon çabamız esas olarak bitmiştir.
Acilciler örgütünün bilinçli bir biçimde adım adım tasfiye edilerek değerlerine el konulduğunu söylüyorduk.
Buna itiraz eden malum şahıs, hayır diyordu. Acilciler örgütünün var olduğu yalanını tekrarlayıp duruyor ve olmayan bir örgüt adına basın açıklamaları(!) yapıyordu.
Sonunda ne oldu? "Acilciler örgütü 25 yıldır yoktur" diyerek, 25 senedir yalan söylediğini itiraf etmedi mi ?
Bu itiraf’ın anlamı, "evet, siz doğru söylüyordunuz, ben bu örgütün tüm değerlerine el koydum, yoldaşlarıma ihanet ettim, Acilciler örğütünü Muhaberat’a sattım" demek değil mi?
"Hayır,  böyle demek değil" diyen bir kişi varsa çıksın söylesin. Söyleyemez.
Ali Fuat gibi sefilleri, Mehmet Yavuz gibi derin devletin katili Mehmet Ağar’cıları saymıyorum.
Bunların kendilerine sorunuz, kimsiniz deyin, haklarında yazılanlara adam gibi cevap vermelerini isteyin, üstlerine gidin. Eminim kim olduklarını ne haltlara karıştıklarını ve ne pislikler içerisinde olduklarını mutlaka ifiraf edeceklerdir. M.Yavuz’u boşverin
A.Fuat Çiler ve Ömer Ödemiş gibilerinin kulaklarından tutun konuşturun. Göreceksiniz, çok şeyi açıklayacaklardır.
Acilciler platformu için, Engin’in sözünü ettiği "alan temizliği" yapılmıştır. Geçmiş dönemin Acilci’si, HDÖ’lü ve Devrimci Savaş’çı tüm Acilciler’in bir araya gelmesi, bir araya gelerek var olan devrimci safta yer alması, devrim-demokrasi ve özgürlük mücadelesine birlikte katkı sunması, öğrenmesi, öğrenirken öğretmesi ve  mücadeleyi ileriye götürmek için birkaç adım atması, bugün her zamankinden daha önemlidir. Teker teker değil, hep birlikte yapabilmenin bilinciyle tüm arkadaşların böyle bir oluşuma katkı sunmaları için zemin yaratmak, bu platformun vazgeçilmez asıl amacı olmalıdır.
Başarı birimizin yada birkaçımızın değil, hepimizin başarısı olacaktır.
Önemli olan samimiyettir.
Önemli olan, kararlı inatlı katılımcı çabadır. Gerisi kendiliğinden gelecektir.